Brain Rot: Dijital Çağın Sessiz Tehlikesi

Brain Rot

Bu yazımda sizi çoğunluğun henüz haberdar olmadığı ama duyduğunda “Heh, işte bu ya!” diyeceği bir kavramla tanıştırmak istiyorum. Kimle konuşsam, DEHB ya da otizm belirtileri var sanıyor. Psikolojik olarak depresyona yatkın olduğunu, tükenmiş olduğunu söylüyor. Terapist terapist gezer olduk. Bu terimle karşılaşana kadar, bunun uyaranların çokluğu, hızlı tüketim kültürü ya da aşırı dijitalleşme ile bağı olduğunu düşünüyor ama adlandıramıyordum. Sonunda, henüz ülkemizde çok fazla içerik olmasa da yabancı kaynaklarda oldukça popüler olan bu terim, aradığımı bulmamı sağladı. Bu yaşadığımız toplu psikolojik ve nörolojik mutasyonun adı; Brain Rot yani Beyin Çürümesi.

Dijitalleşmenin hızla yayıldığı günümüzde, ülkemizde çok fazla dikkat çekmemiş olsa da, globalde beyin sağlığımızın bu dönüşümden nasıl etkilendiği sıkça tartışılan bir konu haline geldi. Özellikle pandemi sonrası dönemde sıkça duyulan bir kavram olan “brain rot” (beyin çürümesi), aşırı dijital cihaz kullanımı ve sosyal izolasyonun neden olduğu bilişsel gerilemeleri tanımlıyor. Bu yazıda, brain rot’un ne olduğunu, nedenlerini, belirtilerini ve bu durumu önlemek için alınabilecek önlemleri detaylı şekilde ele alacağım.

Brain Rot

Oxford University Press (OUP), 2024 yılı için “brain rot” terimini yılın kelimesi olarak seçmiştir. Bu terim, özellikle çevrimiçi ortamda önemsiz veya zorlayıcı olmayan materyallerin aşırı tüketiminin, bireylerin zihinsel veya entelektüel durumlarının bozulmasına neden olduğu varsayımını ifade etmektedir. 

Oxford University Press

“Brain rot” ifadesi, ilk olarak 1854 yılında Henry David Thoreau’nun “Walden” adlı eserinde kullanılmıştır. Thoreau, bu terimi toplumun entelektüel standartlarının düşüşünü eleştirmek amacıyla kullanmıştır. 

Vikipedi

2024 yılında, özellikle Z Kuşağı ve Alfa Kuşağı arasında sosyal medya platformlarında bu terimin kullanımı belirgin bir artış göstermiştir. OUP’nin dil verilerine göre, “brain rot” teriminin kullanım sıklığı, 2023 ile 2024 yılları arasında milyon kelime başına %230 oranında artmıştır. 

Oxford University Press

OUP’nin Oxford Languages Başkanı Casper Grathwohl, “brain rot” teriminin sanal yaşamın potansiyel tehlikelerine ve boş zamanlarımızı nasıl kullandığımıza dair algıları yansıttığını belirtmiştir. Grathwohl, bu terimin, insanlık ve teknoloji arasındaki kültürel diyaloğun devam eden bir bölümünü temsil ettiğini ifade etmiştir. 

AP News

Bu seçim, dijital çağda zihinsel sağlığa dair artan endişeleri ve çevrimiçi içerik tüketiminin bilişsel etkilerine yönelik farkındalığı yansıtmaktadır. “Brain rot” teriminin yılın kelimesi olarak seçilmesi, modern dijital yaşamın zorluklarına ve bu durumun bireylerin zihinsel sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekmektedir.

Brain Rot

Brain Rot Nedir?

Brain rot, aşırı dijital medya kullanımı, sosyal medya bağımlılığı ve ekran karşısında geçirilen uzun saatlerin sonucunda ortaya çıkan bir bilişsel gerileme durumudur. Bu fenomen, özellikle dikkat dağınıklığı, hafıza problemleri, zihinsel yorgunluk ve sosyal izolasyon gibi semptomlarla kendini gösterir.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) yapılan bir çalışmada, sürekli ekran kullanımının beynin bilgi işleme hızını düşürdüğü ve empati becerilerini zayıflattığı belirtilmiştir. Bu durum, özellikle gençler ve yoğun şekilde dijital araç kullanan yetişkinler arasında daha sık gözlemlenmektedir.

Brain Rot

Pandemi ve Brain Rot Bağlantısı

COVID-19 pandemisi, brain rot kavramının daha sık gündeme gelmesine neden oldu. Pandemi sürecindeki sosyal izolasyon, uzaktan eğitim ve evden çalışma gibi faktörler, insanların dijital cihazlara bağımlılığını artırdı. Bu dönemde yapılan araştırmalar, aşağıdaki faktörlerin brain rot riskini yükselttiğini ortaya koymuştur:

  1. Aşırı Dijital Maruziyet: Uzaktan eğitim ve çalışma, günlük ekran süresini katlanarak artırdı. Sürekli ekran başında olma hali, beynin doğal dinlenme döngüsünü bozarak bilişsel tükenmeye neden oldu.
  2. Sosyal İzolasyon: Sosyal bağların zayıflaması, insanın temel sosyal ihtiyaçlarını karşılayamamasına yol açtı. Bu durum, beynin empati ve ilişki yönetimi gibi duygusal işlevlerini olumsuz etkiledi.
  3. Artan Stres ve Kaygı: Pandemi sırasında yaşanan belirsizlik ve stres, beynin stres hormonlarına aşırı maruz kalmasına neden olarak bilişsel işlevleri geriletti.

Bir diğer araştırmada, COVID-19’un sosyal ve bilişsel etkilerini inceleyen Harvard Üniversitesi uzmanları, pandemi sırasında yaşanan dijitalleşme patlamasının dikkat sürelerini azalttığını ve odaklanma problemlerini artırdığını ortaya koymuştur.

Brain Rot Belirtileri

  • Dikkat Dağınıklığı: Sürekli gelen dijital uyarılar odaklanmayı zorlaştırır.
  • Hafıza Problemleri: Bilgilerin etkin şekilde saklanması ve hatırlanması zorlaşır.
  • Zihinsel Yorgunluk: Beynin dinlenememesi, sürekli yorgunluk hissine yol açar.
  • Sosyal İzolasyon: Dijital dünyaya aşırı bağımlılık, gerçek sosyal ilişkilerin zayıflamasına neden olur.
Brain Rot

Brain Rot’tan Kaçınmak İçin Öneriler

Brain rot’un etkilerini azaltmak ve beyin sağlığını korumak için uygulanabilecek stratejiler şunlardır:

1. Dijital Detoks Yapın

Günlük ekran süresini sınırlayın ve belirli zaman dilimlerinde cihazlardan uzak durun. Örneğin, haftada bir gün dijital detoks uygulayabilirsiniz.

2. Fiziksel Aktiviteyi Artırın

Egzersiz yapmak, beyin sağlığını destekleyen nöroplastisiteyi artırır. Yoga ve meditasyon, zihinsel dinginlik sağlar.

3. Zihinsel Egzersizler Yapın

Bulmaca çözmek, yeni bir dil öğrenmek veya müzik aleti çalmayı denemek gibi aktivitelerle beyninizi aktif tutabilirsiniz.

4. Sosyal İlişkileri Güçlendirin

Yüz yüze etkileşimleri artırarak empati ve iletişim becerilerinizi geliştirin.

5. Medya Okuryazarlığını Artırın

Dijital dünyada bilinçli bir şekilde gezinmek için medya okuryazarlığı eğitimlerinden faydalanın.

6. Sağlıklı Beslenme ve Uyku Düzeni Sağlayın

Omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıdalar ve düzenli uyku, beyin sağlığını destekler.

Brain Rot

Sonuç Olarak;

Brain rot, modern çağın getirdiği aşırı dijitalleşmenin bir yan etkisi olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle pandemi süreci, bu sorunun yaygınlaşmasına yol açmıştır. Ancak bilinçli bir dijital medya kullanımı, fiziksel aktivite, sosyal etkileşim ve zihinsel egzersizlerle beyin sağlığını korumak mümkündür. Teknolojinin avantajlarından faydalanırken, zararlarından korunmak için denge kurmak şarttır. Bunun İçin daha önce paylaştığım Dijital Detoks yazımı da okumanızı, hatta bu konuyu araştırırken faydalandığım aşağıdaki kaynakçayı da değerlendirmenizi tavsiye ederim.

Kaynakça

  1. Massachusetts Institute of Technology (MIT). “Digital Media and Cognitive Decline,” 2022.
  2. Harvard University. “Impact of COVID-19 on Attention Span and Mental Health,” 2021.
  3. World Health Organization (WHO). “Mental Health and Social Media Usage During the Pandemic,” 2020.
  4. National Institute of Mental Health (NIMH). “Effects of Chronic Stress on Cognitive Functions,” 2019.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Yazılarda İlginizi Çekebilir

Editör
Merve ODABAŞI

Sevgili okur;

Slayle habitatına hoşgeldin!  Şimdilik Slayle’nin kreatif direktörü ve yegâne editörüyüm. Bir kadınım, alanım felsefe. Parlamayı ve bir şeyleri parlatmayı çok severim. Burada ışığını keşfetmen, yansıtman ve engellenemez bir biçimde parlaman için ne gerekiyorsa o var. Hepsi, tıpkı senin gibi bir kadının varoluşsal kaosundan ilham aldı. Yani benim :)

editör imza